Nasıl bu noktaya geldi peki dinler? Nasıl bu kadar geniş kitlelere ulaşabildiler? Nasıl kimse çıkıp hayır demedi? Binlerce yıldır insanların dinler tarafından sömürülmesi, sizce de garip değil mi? Alfred Nobel’in pişmanlığı ve onun icadıyla öldürülen onca insan hiç kalır; İsa’nın Hristiyanlığı’nın, Musa’nın Yahudiliği’nin, Muhammed’in Müslümanlığı’nın ve daha birçok dinin katlettikleri yanında. Belki İsa da, Musa da, Muhammed de pişman olurdu yaşanacakları bilselerdi. Dinler, insanların dünyadaki en kanlı icatlarıdır. Üzerinden kan hiç eksik olmaz. Birisi çıkar, birini öldürür; nedenini sorarlar, “Din uğruna” der. Ben bu yazıyı yazarken ölüm haberleri gelmeye, cinayetler işlenmeye devam ediyor, hatta sizler okurken de bu yazıyı, ölmeye devam edecek insanlar, haberler bitmeyecek. Bir ülkedesiniz, turistsiniz belki, kadınsınız da. Başörtüsü takmadınız diye tutuklanabilir, belki işkence görebilirsiniz. Çok garip değil mi? Bir kumaş parçası insanları hürriyetinden alıkoyabiliyor mu gerçekten? Ve üstüne üstlük diğer insanlar da bunu garipsemiyor, olağan bir şeymiş gibi davranıyor. Peki diğer insanlar neden onların kendi fantezileriyle oluşturdukları dinlerin kurallarına uymak zorunda olsunlar? Günümüzde hala ülkelerin dininin olmasını savunanlar, teokrasiyle yönetilen ülkeler var. Ülkenin dini olur mu? Halkın dini olur mu? Din konusunda genelleme yapmak, ülkeye halka mal etmek ne kadar etik ve doğru? Sorulması gereken çok fazla soru var değil mi? Günümüzde kendi ülkemizin din kurumlarına harcadığı para ne kadar? Din denilen şey şatafatlı binalarda insanların Tanrı’ya ne kadar inandığını yarıştırması mıdır gerçekten, bu kadar açken insanlar? Açlıktan kastım sadece fiziksel bir açlık değil. İnsanın bilgiye aç olması da bir açlıktır, belki de en kötüsüdür bana kalırsa. Tanrı’nın varlığına inanın ya da inanmayın, bilim denilen bir yol var; belki duyanlarınız vardır. Tanrı varsa onun dinidir bilim, yönetme şeklidir, keşfedilebilir, kullanılabilir, geliştirilebilir, limitleri araştırılabilir. Ben de herhangi bir kanıt, yazdıklarım için herhangi bir kaynak, somut bir delil sunmuyorum. İsterseniz doğrudan reddedebilir, isterseniz kendinize sorular sorup araştırabilir, isterseniz doğrudan katılabilirsiniz. Belki kutsal bir metindir yazdıklarım, görünmez bir Tanrı tarafından yazdırılmış olanlarından hatta, belki sözlerimin bu yüzden kaynağa ihtiyacı yoktur. Belki de garajınızda gerçekten görünmez bir ejder vardır ve bütün evreni o yönetmektedir.
Nasıl bu noktaya geldi peki dinler? Nasıl bu kadar geniş kitlelere ulaşabildiler? Nasıl kimse çıkıp hayır demedi? Binlerce yıldır insanların dinler tarafından sömürülmesi, sizce de garip değil mi?
ASLINDA HAYIR DEDİLER KABUL ETMİYORUZ DEDİLER SENİN İNANDIĞINI VE BİZE GETİRDİGİNİ REDDEDİYORUZ DEDİLER KİMLER Mİ :
Ta Ha (56)
Andolsun, biz ona (Firavun'a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.
SONRA NE Mİ OLDU
77.
Doğrusu Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü de onlara denizde kuru bir yol aç; yetişilmekten korkmaz ve endişe etmezsin."
78.
Derken Firavun ordularıyla onları takip etti; denizden kendilerini saran sarıverdi.
79.
Velhasıl Firavun kavmini sapıklığa sürükledi, doğru yola götürmedi.
BÖYLE ÖRNEKLER O KADAR ÇOK Kİ AMA BUNU ANLAMAK ALGILAMAK BİR O KADAR ALGILARINI BAKIŞ AÇINI DEĞİŞTİRMEYİ GEREKTİRMEKTE
İNSANLARIN DİNLER TARAFINDAN SÖMÜRÜLMESİ GİBİ BİR ŞEY HİÇ BİR ZAMAN SÖZ KONUSU OLMAMIŞTIR ANCAK ;
DİNİ MENFAATLERİ UĞRUNA KULLANAN İNSANLAR MİLLETLER YADA ÜLKELER OLMUŞTUR VE HEP OLACAKTIR.BUNA DİNİN (İSLAM) SUÇU DEMEK OLAYLARI YANLIŞ YORUMLAMAKTIR.
OYSA ALLAH'IN PEYGAMBERLERE VAHİY ETTİĞİ HALİS DİN İNSANLARA İYİLİĞİ DOĞRULUĞU VE DÜRÜSTLÜĞÜ ALLAH'A ORTAK KOŞMAMAYI AKRABAYI GÖZETMEYİ ÖKSÜZE YETİME YARDIM ETMEYİ VE BUNUN GİBİ DAHA BİR ÇOK GÜZEL DAVRANIŞI ÖĞÜTLER.ELBETTE SENİ ÖLDÜRMEYE GELEN DÜŞMANA KARŞI KENDİNİ KORUYACAKSIN,ELBETTE ÇALANIN TECAVÜZ EDENİN CİNAYET İŞLEYENİN CEZASINI DA VERECEKSİN.
DİNLER TARAFINDAN SÖMÜRÜLMEK KOMİK AMA DİNİ KULLANARAK SÖMÜRMEK YADA SÖMÜRÜLMEK ACI.
Alfred Nobel’in pişmanlığı ve onun icadıyla öldürülen onca insan hiç kalır
Alfred Bernhard Nobel (21 Ekim 1833, Stockholm, İsveç – 10 Aralık 1896, San Remo, İtalya), İsveçli kimyager ve mühendis, dinamit'in mucidi.
BURADA PROBLEM MUCİDİN İCADI DEĞİL ONU KULLANANLARIN AMACI
DİNAMİT EĞER İNSAN ÖLDÜRMEK İÇİN BİRİLERİ TARAFINDAN KULLANILIYORSA Alfred Nobel PİŞMAN OLMASIN ÖLDÜRENLER PİŞMAN OLSUN.
İnsanlığın felaketi için kullanılmış olmakla beraber günümüzde teknolojik önem taşımaktadır. Maden ve kömür işletmelerinde, yol ve su kanallarının inşaatlarında, tünellerin kazılmasında, limanların genişletilmesinde, büyük kayaların parçalanmasında kullanılır.
İsa’nın Hristiyanlığı’nın, Musa’nın Yahudiliği’nin, Muhammed’in Müslümanlığı’nın ve daha birçok dinin katlettikleri yanında. Belki İsa da, Musa da, Muhammed de pişman olurdu yaşanacakları bilselerdi.
HİÇ BİR PEYGAMBER YAPTIĞI ŞEYLERİ KENDİ KAFASINA GÖRE YAPMAZ.GEREKLİ OLAN NEYSE ALLAH ONLARA VAHİY EDER VE HATA YAPMALARINI DA ENGELLER.
YAŞANACAKLARI ALLAH ZATEN BİLMEKTEDİR .
GELECEĞİN VE GEÇMİŞİN KONTROLÜ ELİNDE OLAN ALLAH PEYGAMBERLERİNE EN DOĞRU OLANI VAHİY EDER VE YAPTIRIR,
DOLAYISIYLA BİR PEYGAMBER İÇİN YAPTIM PİŞMANIM ÖYLE OLDU KEŞKE OLMASAYDI GİBİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
AYRICA İSLAM SAVAŞ DEMEK DEĞİLDİR ,BARIŞ DEMEKTİR,BU GÜN KENDİNE ŞU MESHEP BU MESHEP İSLAM ORDUSU BİLMEM NE CEMAAT DİYEREK İNTİHAR BOMBACISI OLARAK MÜSLÜMANLIĞI SAVAŞ DİNİ GİBİ GÖSTERMEK MALESEF REZALET.
İslam, savaşın gerekçelerini şu üç noktayla sınırlar:
1) Nefsi müdafaa ve zulmü ortadan kaldırma hakkı: Bu nokta, cihatla ilgili ayetlerde gayet açıktır. "Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihat için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter. Onlar, haksız yere, sırf "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir." (Hac: 39-40) Ardından bu iki ayeti vurgulayan şu ayet indi: "...Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım?..." (Bakara: 246)
2) Kendilerini savunmaktan aciz olan zayıf bırakılmışlara (mustazaflara) yardım edilmesi: "Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver.” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?" (Nisa: 75)
3) Dinin Allah'ın olması (ibadet ile Allah'a yakınlaşmak, O'nun lütuf ve ihsan yurduna ulaşmayı gözetmek) için zor kullanmadan veya zorlamadan herkese ibadet özgürlüğü sağlanması: "Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi." (Hac: 40) Zira dinde zorlama, insanları inkar boyutundan iki yüzlülük boyutuna taşır: "Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın." (Nisa: 145) ( ALINTIDIR)
İslam, zulmü kaldırma amaçlı her savaşı cihat sayar. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Her kim malı uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim aile halkı uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim dini uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim kanı uğrunda öldürülürse şehittir." (Ebu Davud, 4722). Bir rivayet ise şöyle: "Her kim haksız yere öldürülürse şehittir." (Ebu Yagla). Başka bir rivayet, "Mazlum olarak öldürülen şehittir." (Ahmed ve Nesei) diyor. Bu rivayette, mazlumluk ifadesinin yanında hiçbir ekin bulunmaması, kelimenin anlamını daha genel ve bütüncül hale getirerek hem kişinin kendisine hem de başkalarına yönelik mazlumiyetini içine alıyor.
Dinler, insanların dünyadaki en kanlı icatlarıdır. Üzerinden kan hiç eksik olmaz. Birisi çıkar, birini öldürür; nedenini sorarlar, “Din uğruna” der. Ben bu yazıyı yazarken ölüm haberleri gelmeye, cinayetler işlenmeye devam ediyor, hatta sizler okurken de bu yazıyı, ölmeye devam edecek insanlar, haberler bitmeyecek. Bir ülkedesiniz, turistsiniz belki, kadınsınız da. Başörtüsü takmadınız diye tutuklanabilir, belki işkence görebilirsiniz. Çok garip değil mi? Bir kumaş parçası insanları hürriyetinden alıkoyabiliyor mu gerçekten? Ve üstüne üstlük diğer insanlar da bunu garipsemiyor, olağan bir şeymiş gibi davranıyor.
DİN UĞRUNA DİYE BİRİNİN BİRİNİ ÖLDÜRMESİ KİŞİNİN DİNDEN ÇIKARDIĞI ANLAMI YALAN YANLIŞ UYGULAMASIYLA ALAKALIDIR.DİNDE ZORLAMA YOKTUR VE OLAMAZDA.BAŞÖRTÜSÜ TAKMADINIZ DİYE TUTUKLANMAK YADA İŞKENCE GÖRMEK DİNİN BİR GEREĞİ DEĞİL KENDİNİ MÜSLÜMAN ÜLKE DİYE TAKTİM EDENLERİN YÖNETİCİ VEYA KANUNLARININ UYGULAMASIDIR.
BİR KUMAŞ PARÇASI GÜZEL LAF FAKAT ÖNEMLİ OLAN KUMAŞ PARÇASININ TAŞIDIĞI ANLAM .
EĞER O KUMAŞ PARÇASI BİR BAYRAKSA ANLAM KAZANIR VE GEREKİRSE O KUMAŞ PARÇASI İÇİN ÖLÜNÜR.
BİR KUMAŞ PARÇASI BAŞIMDA DİYE OĞLUMUN KARDEŞİMİN KIZIMIN DÜĞÜNÜNE ALINMIYORSAM İŞ YERİME GİREMİYORSAM ANLADIN SEN BUNA OLAĞAN BİR ŞEYMİŞ GİBİ DAVRANIYORSAN ÖNCE BU DURUMU SORGULAMAK GEREKİR.
Günümüzde hala ülkelerin dininin olmasını savunanlar, teokrasiyle yönetilen ülkeler var. Ülkenin dini olur mu? Halkın dini olur mu? Din konusunda genelleme yapmak, ülkeye halka mal etmek ne kadar etik ve doğru? Sorulması gereken çok fazla soru var değil mi?
İsa’nın Hristiyanlığı’nın, Musa’nın Yahudiliği’nin, Muhammed’in Müslümanlığı’nın ve daha birçok dinin katlettikleri yanında. Belki İsa da, Musa da, Muhammed de pişman olurdu yaşanacakları bilselerdi.
HİÇ BİR PEYGAMBER YAPTIĞI ŞEYLERİ KENDİ KAFASINA GÖRE YAPMAZ.GEREKLİ OLAN NEYSE ALLAH ONLARA VAHİY EDER VE HATA YAPMALARINI DA ENGELLER.
YAŞANACAKLARI ALLAH ZATEN BİLMEKTEDİR .
GELECEĞİN VE GEÇMİŞİN KONTROLÜ ELİNDE OLAN ALLAH PEYGAMBERLERİNE EN DOĞRU OLANI VAHİY EDER VE YAPTIRIR,
DOLAYISIYLA BİR PEYGAMBER İÇİN YAPTIM PİŞMANIM ÖYLE OLDU KEŞKE OLMASAYDI GİBİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
AYRICA İSLAM SAVAŞ DEMEK DEĞİLDİR ,BARIŞ DEMEKTİR,BU GÜN KENDİNE ŞU MESHEP BU MESHEP İSLAM ORDUSU BİLMEM NE CEMAAT DİYEREK İNTİHAR BOMBACISI OLARAK MÜSLÜMANLIĞI SAVAŞ DİNİ GİBİ GÖSTERMEK MALESEF REZALET.
İslam, savaşın gerekçelerini şu üç noktayla sınırlar:
1) Nefsi müdafaa ve zulmü ortadan kaldırma hakkı: Bu nokta, cihatla ilgili ayetlerde gayet açıktır. "Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihat için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter. Onlar, haksız yere, sırf "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir." (Hac: 39-40) Ardından bu iki ayeti vurgulayan şu ayet indi: "...Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım?..." (Bakara: 246)
2) Kendilerini savunmaktan aciz olan zayıf bırakılmışlara (mustazaflara) yardım edilmesi: "Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver.” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?" (Nisa: 75)
3) Dinin Allah'ın olması (ibadet ile Allah'a yakınlaşmak, O'nun lütuf ve ihsan yurduna ulaşmayı gözetmek) için zor kullanmadan veya zorlamadan herkese ibadet özgürlüğü sağlanması: "Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi." (Hac: 40) Zira dinde zorlama, insanları inkar boyutundan iki yüzlülük boyutuna taşır: "Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın." (Nisa: 145) ( ALINTIDIR)
İslam, zulmü kaldırma amaçlı her savaşı cihat sayar. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Her kim malı uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim aile halkı uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim dini uğrunda öldürülürse şehittir. Her kim kanı uğrunda öldürülürse şehittir." (Ebu Davud, 4722). Bir rivayet ise şöyle: "Her kim haksız yere öldürülürse şehittir." (Ebu Yagla). Başka bir rivayet, "Mazlum olarak öldürülen şehittir." (Ahmed ve Nesei) diyor. Bu rivayette, mazlumluk ifadesinin yanında hiçbir ekin bulunmaması, kelimenin anlamını daha genel ve bütüncül hale getirerek hem kişinin kendisine hem de başkalarına yönelik mazlumiyetini içine alıyor.
Dinler, insanların dünyadaki en kanlı icatlarıdır. Üzerinden kan hiç eksik olmaz. Birisi çıkar, birini öldürür; nedenini sorarlar, “Din uğruna” der. Ben bu yazıyı yazarken ölüm haberleri gelmeye, cinayetler işlenmeye devam ediyor, hatta sizler okurken de bu yazıyı, ölmeye devam edecek insanlar, haberler bitmeyecek. Bir ülkedesiniz, turistsiniz belki, kadınsınız da. Başörtüsü takmadınız diye tutuklanabilir, belki işkence görebilirsiniz. Çok garip değil mi? Bir kumaş parçası insanları hürriyetinden alıkoyabiliyor mu gerçekten? Ve üstüne üstlük diğer insanlar da bunu garipsemiyor, olağan bir şeymiş gibi davranıyor.
DİN UĞRUNA DİYE BİRİNİN BİRİNİ ÖLDÜRMESİ KİŞİNİN DİNDEN ÇIKARDIĞI ANLAMI YALAN YANLIŞ UYGULAMASIYLA ALAKALIDIR.DİNDE ZORLAMA YOKTUR VE OLAMAZDA.BAŞÖRTÜSÜ TAKMADINIZ DİYE TUTUKLANMAK YADA İŞKENCE GÖRMEK DİNİN BİR GEREĞİ DEĞİL KENDİNİ MÜSLÜMAN ÜLKE DİYE TAKTİM EDENLERİN YÖNETİCİ VEYA KANUNLARININ UYGULAMASIDIR.
BİR KUMAŞ PARÇASI GÜZEL LAF FAKAT ÖNEMLİ OLAN KUMAŞ PARÇASININ TAŞIDIĞI ANLAM .
EĞER O KUMAŞ PARÇASI BİR BAYRAKSA ANLAM KAZANIR VE GEREKİRSE O KUMAŞ PARÇASI İÇİN ÖLÜNÜR.
BİR KUMAŞ PARÇASI BAŞIMDA DİYE OĞLUMUN KARDEŞİMİN KIZIMIN DÜĞÜNÜNE ALINMIYORSAM İŞ YERİME GİREMİYORSAM ANLADIN SEN BUNA OLAĞAN BİR ŞEYMİŞ GİBİ DAVRANIYORSAN ÖNCE BU DURUMU SORGULAMAK GEREKİR.
Günümüzde hala ülkelerin dininin olmasını savunanlar, teokrasiyle yönetilen ülkeler var. Ülkenin dini olur mu? Halkın dini olur mu? Din konusunda genelleme yapmak, ülkeye halka mal etmek ne kadar etik ve doğru? Sorulması gereken çok fazla soru var değil mi?
BU KONUDA SANA SONUNA KADAR KATILIYORUM,ÜLKENİN DİNİ OLMAZ OLAMAZDA OLDUĞUNU SÖYLİYENLERİNDE DURUMLARINI GÖRÜYORUZ.
HALKIN DA DİNİ OLAMAZ ,HER BİREYİN KENDİ ÖZGÜR İRADESİYLE İSTER DİNİ OLUR İSTER DİZSİZLİĞİ BU KİŞİNİN KENDİ SEÇİMİDİR.
Günümüzde kendi ülkemizin din kurumlarına harcadığı para ne kadar? Din denilen şey şatafatlı binalarda insanların Tanrı’ya ne kadar inandığını yarıştırması mıdır gerçekten, bu kadar açken insanlar? Açlıktan kastım sadece fiziksel bir açlık değil. İnsanın bilgiye aç olması da bir açlıktır, belki de en kötüsüdür bana kalırsa.
BEN YARDIMA İHTİYACI OLAN HER KİŞİYE DİNİ DİLİ IRKI NE OLURSA OLSUN YARDIM EDİLMESİ TARAFTARIYIM.EĞER BU YARDIMI DİNİ KURUMLAR YERİNE GETİREBİLİYORSA BUNDA DA YANLIŞ BİR DURUM GÖRMÜYORUM.
ALLAH'A NE KADAR İNANDIĞININ YARIŞTIRILMASI ZATEN TARTIŞMAYA DEĞMEZ KİŞİLERİN YANLIŞ UYGULAMALARIDIR.
BİLGİ AÇLIĞI BİLGİDEN NE ANLAŞILDIĞI NASIL KULLANILDIĞI NE AMAÇLA NELERE HİZMET ETTİĞİNE GÖRE DEĞİŞİR.
İnsanın bilgiye aç olması da bir açlıktır, belki de en kötüsüdür bana kalırsa. Tanrı’nın varlığına inanın ya da inanmayın, bilim denilen bir yol var; belki duyanlarınız vardır. Tanrı varsa onun dinidir bilim, yönetme şeklidir, keşfedilebilir, kullanılabilir, geliştirilebilir, limitleri araştırılabilir.
BİLİM DENİLEN YOLU DUYANLAR VAR MERAK ETME ,YALNIZ SIKINTI ŞURDA ;
BİLİM BUGÜN ATOM SON NOKTA DER BİRAZ GELİŞİR ATOM ALTI PARÇACIKLAR DER İLERLEMEYE DEVAM EDER LEPTON VE KUARKLAR DER AYRINTILAR DEVAM EDER GİDER
VE BUNLAR ALLAH'IN YARATMA DÜZENİNDE BİR YERE SAHİPTİR PEKİ NASIL ;
MADDEDEN İÇERİ DOĞRU BİR YOLCULUĞA ÇIKARSANIZ (MADDE ATOM KUARK) SONSUZA YAKIN BİR MESAFE KAT ETMEYE BAŞLARSINIZ .TAM TERSİ MADDEDEN DIŞARI DOĞRU İLERLERSENİZ (UZAY) YİNE SONSUZA YAKIN BİR MESAFEYLE KARŞILAŞIRSINIZ.
ADI BİLİM OLUR KİMYA OLUR BİYOLOJİ OLUR .SEN BUNLARA BAKINCA NE GÖRÜYORSUN : DOĞA ANA ,DOĞANIN DENGESİ ,TESADÜFLER BÜTÜNÜ,EVRİMİN SONUCU MU YOKSA ALLAH DE GERİSİ TEFERRUAT MI ?
Ben de herhangi bir kanıt, yazdıklarım için herhangi bir kaynak, somut bir delil sunmuyorum. İsterseniz doğrudan reddedebilir, isterseniz kendinize sorular sorup araştırabilir, isterseniz doğrudan katılabilirsiniz.
BEN YAZDIKLARIM İÇİN KURANI KERİM'İ KAYNAK OLARAK GÖSTERİYORUM VE SENİN DÜŞÜNCELERİNİN NEREDEYSE TAMAMINA KATILMIYORUM.
Belki kutsal bir metindir yazdıklarım, görünmez bir Tanrı tarafından yazdırılmış olanlarından hatta, belki sözlerimin bu yüzden kaynağa ihtiyacı yoktur. Belki de garajınızda gerçekten görünmez bir ejder vardır ve bütün evreni o yönetmektedir.
ALAYCI BİR TAVIR CEVAP VERMEYE GEREK YOK BENCE.YORUM YADA SEÇİM OKUYUCUNUN .